|| an ||


ilginç bir dönemdeyiz.
tehlikeli ve ilginç.

ülkenin çekilmeye çalışıldığı yön, saçma sapan.

halbuki ne gerek var, biz bunları seksendört yıl önce aşmaya yemin etmiştik.

yollar hep süprizlerle doludur ve aslında sizi yürüttükleri ve bir yere götürdükleri de yoktur; biz onları seçmediğimiz ve o yolda yürümediğiniz sürece. ilginç bir dönem bu, yapılmak istenenlerin kayganlığı, pek çok şeyi imkanlı kılıyor, ve hatta o yapılmak istenenin yolunu bile kayganlaştırıyor. bu da çok iyi birşey, yönlendirilebilir bir bulamaç bu; birinin ağzından çıkacak herhangi bir sözle değiştirilebilecek bir yol.

heyecanlanıyorum
korkudan daha fazla, ama ihtimaller aklıma geldikçe de için sıkılıyor.
ama bakışı yüksek tutmak lazım, bir adam vardı; o hep öyle yapardı. gününde boğulmadan ötesine bakmak, bakış açını hep yüksekte tutup algıyı bulandıranlardan kurtulmak...

o yüzden içinde bulunduğun durumun imkan ve şeraitini düşünmeden birşeyler üretmek için çabalamak lazım, dediği gibi.
sözlerin soğuk soyutluğuna mahkum olmayıp, gerçekten uğraşmak; birilerinin sana söylediği gibi değil, senin bildiğin gibi, bildiklerini nasıl bildiğini ve ne için bildiğini bilerek, uyanık olark üretmek...

kendini bir ve yalnız değil, kendini senin gibi rahatsızlık duyan, çabalayanlarla bir ve bütün düşünerek.

günaydın