kod, insanın kendine yakışanı giymesidir*


Aslında herşey için kararlar vermiş durumdayız.

“Nasıl bir şey olsun bilmiyorum, ama böyle değil.”

...dediğin andan itibaren aslında aklında, gördüğünle karşılaştırdığın ve onunla uyuşturamadığın birşey olduğu belli. Resim ortada olmasa da içinde durduğu çerçeve kendini sözle eleveriyor.

İnsanın içini bir ürperti kaplıyor.

Herhangi birşey hakkında karar vermekten daha kritik hale geliyor, bir şey hakkında neden öyle bir karar verdiğini bilmek.

Mimarlık fakültesi temel tasarım ödevi 1:

öğrenci: böyle birşey yaptım...( kısa sunuş, biçimsel göndermeli tasvirler; orda olana yönelik görünen tercihlerin dillendirilmesi)

öğretmen: burda aslında sen temelde derinlikli içsel arayışların alt üst dolanım süperpoze, o akım, şu mimar...

öğrenci: evet, evet..

sonra arkadaşlar arasında:

öğrenci: abi, dün akşam yatmadan iki şey sıktım, evdeki malzemeden, bunu yaptım, öğretmen de amma konuştu üstüne, ben neymişim be, e bundan sonra hep böyle abicim.



Ara kesit:

Çoğunlukla, bize yakıştığı söyleneni giymiyor muyuz?

Onu yeyip, onu içmiyor muyuz?

Onu izleyip keyiflenmiyor muyuz?

...

O kopuş yaşandıktan sonra, hazır kodları okumadan üstüne giyen birinin ortalıkta koşuşturmasını izlemeye başlarız. Hazır kodlar, işlemcilerde çalıştığı sürece bir sorun çıkmaz, ama ne zaman ki işlememeye başlarlar, işte o zaman aradan ne kadar zaman geçmiş olursa olsun öğrenci, mimar ( ya da / doktor, mühendis, aşçı...) o ilk kopuş anına geri döner.

Hea?!

Ara özet:

Kodlar kötü değildir. Kodlar cicidir ya da kakadır, çalışır ya da çalışmazlar...

Önemli olan nasıl neden çalıştıklarının ve nasıl bir işleme dahil olduklarının farkında olmaktır.

Kadın parfüm reklamlarındaki kadınların o kadar seksi gösterilmesinin amacı kadınların arzularını kadınlarla mı uyarmaktır, yoksa başka birşey mi ?

Böyle konuşmayı, bu açılarla fotoğraf çekmeyi, bu kitapları okumayı, bunları yemeyi sevmeyi, bu kızı/oğlanı beğenmeyi nerden öğrendim...

Şehirlere böyle bakmayı, şu an böyle tasarlamayı, bu yöntemleri kullanmayı biz mi seçtik, seçtirildik mi, seçip işledik mi yoksa seçip yapıştırdık mı?

Rem’in her yeni yazısından sonra, dönüp niye buraya bakıyoruz, o buraya baktı mı? yazıyı yazdığı yere baktı mı?

Rivayet: Harvard’dan öğrencileri ile Afrika'daki bir ülkeye giderler, uçaktan indikten sonra, oranın diktatörünün helikopteri ile şehirler üstünde tur atarlar.

Sonra: harvard press 200?, rem K.

Abarttım.

Mı!?

Kod görmek, onları anlamaya çalışmak önemli ve öncelikli.

Sonra da onları kullanmak önem kazanıyor.

Nedir?

Mutlak / ideal bir anlam olarak ne olduğu değil, senin onu neden öyle anladığın ve o farkında olunan anlama ile onun sana ne ifade ettiği önemli.

Rem gözlerle bakma bana, nazarın değiyor; nobonata iç, adamı iyi ferahlatıyor.