Place du Tunnel, renaît


5 yıl önce, Galatasaray’dan sonra tenhalaşan İstiklal Cad. ucuydu Asmalımescit. Badehane’de, içeride dağıtarak dans ederdik. Bizden başka belki 10 kişi daha, toplamda maksimum 20 kişi. Dışarısı sessiz, ıssız ve Sofyalı’ya kadar karanlık olurdu. Sonrasında, KumSaati, Babylon, Refik vs.

Şimdi Asmalımescit tıklım tıkış. Tek kişilik geçme aralığından iki sıra halinde, gidiş geliş ilerlemek güç. Ama tabi ki keyifli. İnsanın bu durumla her karşılaştığında, böyle olacağı belliydi diyesi geliyor, ama diyemiyor. Çünkü böyle olacağının hissi vardıysa bile, şu ana gelinmeden o hisler kelimelenmiyor.

Esas çılgınca olan, Tünel meydanı. Sigara yasağı ile birlikte, mekan önüne taşma, mekanın önünde takılma hali yaygınlaşıp sevilince, ortalık birden kalabalıklaştı. İnsanlar birbirleri ile kaynaştı. Tünel meydanında açılan Lokal, Pi ve taşınan KumSaati, meydan için 3 yönelim ve yoğunlaşma noktası tanımladı. Yaz aylarında önü dolan Lokal, müşterisi dışındaki kitleyi de “meydanda ayakta durur, ortamı keser, kendi içkisini kendi getirir ve içer” halde dönüştürdü. Lokal ve Pi’nin müşteri kalabalığı, meydanda toplanan insanlarla birleşti. Sonbaharın güzel akşamlarında yazın burada olmayanlar da ortalığa çıkınca, normalde mekan önünde hızla sipariş alan garsonlar, artık potansiyel müşteri avına çıkar oldular.

İçecek bir şey alır mıydınız? ( Tünel meydanı çevresinde, Lokal garsonunun sözleri…)

Tramvay yolunun kıyısında yerde içkili piknik, tramvay durağında oturmacalı takılmaca, Simit Sarayı çevresi atıştırmacalı oturmaca, seyyar mısırcıdan atıştırmalık takviyesi, Tekel bayiinden içki tedariki.

Yaşayan bir Açıkhava kulübüne döndü Tünel meydanı.

Şamata ve tantananın keyifli izlencesi.

Herhangi bir kulübün iç öğelerinin, dışarıya saçılmış halinin, kendi tesadüf ve dinamikleri ile, her an yeniden biçimlenerek yaşanması. İçki, çerez, insan, muhabbet, şamata…Ya da bunlar zaten dışarının, mekanların içine tıkıştırılmış öğeleri.

Kalabalık beraberinde olayları da getirecektir. Gösteri artacak, nasiplenmek isteyenler çoğalacak, hızsızlık olacak, kavga çıkacak, mekanlar belki bir gün, kendilerinden içki alan insanlar sırf azaldı diye, polise ya da belediyeye şikayette bulunup kendi dış alan çizgilerini belirleyecekler ve o alanların dışında, dışarıda “takılmayı” polis ile engelleyecekler. Kim bilir?

Çevrenin sağladığı kadar sonsuz, içecek ve yiyecek seçenekleri, gözün ve dilin girişkenliğince sonsuz tanışma ve muhabbet imkânı, hayal gücünün ve meydanın doğurganlığınca sonsuz kullanıma dair eylem biçimleri…

Doğduğu şu anın keyfini ve tekliğini kaçırmadan yaşayarak içinden bolca izlemek gerek.