-zay

bir yılbaşı gecesi, günün ilk ışıklarını izlemek için salonda uyuduğumu hatırlıyorum.
sanırım o yıl, video kamera yeni alınmıştı ve yılın ilk gün doğumunu çekmek istemiştim.
gün, karşıdaki dağların arkasında kalan bir sol hizadan doğuyordu.

uyudum uyandım, bekledim.
Ege Üni. gözlem evinin de üzerinde olduğu bu dağ; herhangi birşeyi çok da umursar gibi değildi. onbinlerce yıldır tekrarlanan bir olağan durumdu yaşanan onun için. ama bizim kısa ömrümüz boyunca öyle bir an sadece bir kez vardı. kamera o yüzdendi...

yaşamın içindeki bu garip anı; gözlem evi ile taçlanıyor şüphesiz.
eve dürbün ilk geldiğinde, dağın tepesindeki bu iğne başı büyüklüğündeki tümseğin, kubbeli bir gözlem evi olduğunu görünce çok şaşırmıştım...demek bizde de varmış demiştim. bunu öğrendikten sonra, yazın o dağın tepesine doğru döne döne ilerleyen araba farları anlam kazanmıştı. sonra tübitak astronomi yaz kampının da orada yapıldığını duymuş heveslenmiş ama asla gitmemiştim.

bir yeni yıl, bir toplu iğne başı, bir merak.

keşke daha çok gözlem evi yapım işi olsa, değişik değişik tipte değişik değişik yerlerde; onu, ne olduğunu, nasıl olduğunu bilecek çocukların sayısı artardı. ona bakacak, ardını düşünecek, daha iyisi ve farklısının hayalini kuracak, hatta tüm bunları bir kenara bırakıp buranın ötesini düşünecek çocukların sayısı.
imkansız mı...