zaha

arap enstitüsündeyim...

hadid'in mimarlığı çizenin kontrolü altındaki kesin çizgilerden bilgisayarın imkanlarının içinde insan kontrolünden kurtulmuş daha akışkan formlara dönüşerek değişiyor...


hala malzemesini ve yöntemlerini bekleyen bir mimarlık; bugün bunları mevcut yöntemlerle inşa etmek güç/pahalı/tüketimi tetikleyen bir karakterde, sürdürülebilir değil. ( kimin umrundaysa tabi...)


pavilyon, şeylerin geleceğinin göstergesi gibi. fiber, sentetik kumaş, çift cidarlı vinil bazlı pnomatik şeffaf taban...


fiber; nano teknolojik bir polimer olur, tekstil akıllanır kuvvetlenir...


kendi dilini olumlayan/kendiyle konuşan/arzularının ve imge arayışlarının güdümünde bir mimarlık.
simge/prestij


üretim yöntemleri, beğeni ve bütçe açısından kendini belirli bir müşteri kitlesine adamış, onlarla dahi ilgilenmeyen, nesnesi öznesi hep kendi olan bir mimarlık.


küçük bir barınak yapabilir mi?


avantaj: vazoya ya da tabureye dönüşebilecek şeyler yapmak.


vincent callebaut'un işlerine benzeyen ama ondan daha yüzeysel kalan şeyler.
zaha, nereye?