bedavanın...

herhangi bir şey için, bir ücret ödenmediğinde, sanırım çoğu insan o şeyi çok kolay gözden çıkartıyor. 
parasını verdiyse insanlar, kendileri için en imkansız algı kapıları bile açılıyor. en azından gibi oluyor!


bunu daha çok gösteri sanatlarına dair performanslarda düşünüyorum. 
nerede olursa olsun, davetiyenin fazlaca dağıtıldığı her konser ya sürekli bir uğultu ile geçiyor ya da garip anlarda ortalıkta dolananlar, girip çıkanlar, o anı umursamadığını her hareketi ile belli eden insanlar, yaşadığım deneyimi sabote ediyor. 
hayır. kimse istediği yerde istediği gibi davranamaz.
evet. herkes dilediğini yapmakta serbest tabi. ama kendi umursamazlıklarının süslediği o parlak bencillikleri ile, daldığım o tatlı hayal yoğun uykudan beni çekip çıkartma hakları yok. gelmeyin. ya da olumsuzluk tavsiye etmeyeyim. başka yere gidin. nerede mutlu olacaksanız.




pera müzesi, müze olmak ona yetmemiş ve kafesi yeterince iş yapmamış  olacak ki, çarşambaları konserler düzenlemeye başlamış. öğrencilere bedava konserler; mekan biraz küçük akustik olarak da pek ideal değil. ama yine de güzeldi. tatlı bir otel lobisi havası...
bu işletme modelleri az da olsa böyle imkanlar yaratıyor, bedava performanslar gibi...işletmeye dair bu çıkmazların artarak devam etmesini diliyorum.


akıllı bir şekilde, bedava girenlerin içeride içecek tüketme ihtimali üzerine kurulmuş bir ticari denklem..


ceylan ertem, şu an belki ortalıkta en ilginç müziği yapan, yaptığı müziğe çok güzel türkçe söz yazan ve bunu yine insana ilham verecek şekilde sunan biri... istediği müziği yapan, piyasayı çok takmayan ve böyle var olmaya çabalamanın sıkıntılarını, ikincil kaynaklardan bildiğim üzere çok derin yaşayan biri...


tesadüfen gittiğim ortamda umursamazlıklarının süslediği o parlak bencillikleri ile beni tatlı hayal yoğun uykumdan uyandırdılar. tamam mekana kolay sığılmadı, kalabalıktan izleyecek yer kalmadı, konser biraz geç başladı, içerisi sıcaktı...


çoğunluk maddiyat üzerinden kıymet biçmek dışında hiçbir şekilde değerler sistemi kuramıyor mu? karşısında para olmadan, inat olmadan, süründürme, çekişme olmadan inanamıyor muyuz, coşku duyamıyor muyuz, hayal kuramıyor muyuz, kapılamıyor muyuz?