bornova'nın levanten halleri

adı, birunabad, ya da prinobaris'ten geliyor. merkeze uzaklığı düşüüldüğünde dış kale, uzaktaki kale anlamındaki birunabad, bornova adının kökeni için mantıklı geliyor. şehrin doğu yollarının girişi, verimli ovaların kenarında, çevresindeki tepelerin eteklerinde kurulmuş. mö. yedi bine uzanan izmir'in en eski yerleşim alanları da bu ovayı besleyen nehirlerin arasında bulunuyor. en eski höyüklerden biri izmir bornova anadolu lisesi köşkünün altında. 
bornova'nın diğer köşklerinin çoğu gibi o da bir levanten köşkü. on dokuzuncu yüzyılda izmir'in; osmanlı coğrafyasında, anadoluya açılan ve anadoluyu dışarıya taşıyan liman konumuna gelmesiyle buraya yerleşen levantenlerin çiftlikleri ve köşkleri çoğunlukla şehrin biraz dışındaki bu verimli ovada inşa ediliyor. ingilizler, italyanlar, hollandalılar...
aynı yüzyılda osmanlı, uluslararası pazara eklemlenmek ve ticaret güvenliği ile hızını sağlamak için demiryolu imtiyazları vererek ulaşım ağlarını inşa ettirmeye başladığında, ingiliz şirketler tarafından yapılan osmanlı'nın ilk demiryolu olan izmir aydın demir yolu inşa edildikten kısa bir süre sonra, fransızlara ve diğer devletlere verilen imtiyazlarla çanakkale ve bandırma yönüne giden demiryolları ile beraber doğuya doğru ova içinde ilerleyip bornova'ya varan bir hat da yapılıyor ve zengin tüccar ailelerin yaşadıkları bu alan günde dokuz sefer ile merkeze bağlanıyor... 
bugün çoğu köşk el değiştirmiş olsa da az sayıda köşk cumhuriyet döneminde de türkiye'de kalmış levanten ailelerin mülkü. altmışlı yılların göçleri ve seksenlerin kooperatif inşaatları ile giderek ovaya yayılarak büyüyen bornova'nın geniş taban alanlı ve yüksek apartman bloklarının yanında, özellikle merkezde çarşı çevresinde gezerken, az katlı erken dönem apartmanlarının yanında, insan kendini sık sık köşklerin arasında buluveriyor. 
bir kısmı ege üniversitesinin kullanımında olan köşk ve arazileri, yöntimsel ya da  kamusal amaçlar için de kullanılıyor. dekanlık, restoran, kafe, gençlik merkezi, kültür merkezi. belediyenin mülkiyeti kendisine kalmış olan köşkler için de projeleri var. daha detaylı bilgi bornova belediyesinin sayfasında.
bornova merkezinde belli açılarla çekilen fotoğraflarda, izmir'in üçüncü en büyük ilçesi olduğunu, kocaman bir üniversiteyi barındırdığını, kalabalığını hiç sezdirmiyor. insana, on dokuzuncu yüzyılın sayfiyesi mistik kırılmalarla devam ediyormuş gibi geliyor. bugünü örten bir düş değil bu, ya da bir nostaljik özlem. tam tersine küçükpark'ın şişmiş gece kalabalığı, özkanların kooperatif evleri, çiçekliköy'ün yayla havası ve ilçenin çevresini saran sanayi, taş ocakları ve otoyolları ile karmaşık bir gerçek. ara ara bazılarını göz ardı etmek sonra hepsini birden düşünmek aklı tembellikten kurtarıyor.