eksik kalan sözler

Ceyl'an Ertem'in konuk olduğu bugünkü radyo kaydının açılışı için bir paragraf yazmıştım. bir hava oluştu yayına dair konuşurken, okumaktan vazgeçtim. buraya yazıyorum:

"Orhan Veli gözleri kapalı İstanbul’u dinlediğinde duyduklarını romantik bir dille kağıda geçiyordu. Sanırım şehir o gün de en az bugün ki kadar kaynıyordu. Belki daha az deliydi. Olumsuz anlamda kullandığım bu delilik şimdi sanki durmadan artıyor. Kentin eline ait bir kazma, hemen her gün yeni bir semte, o semtin insanlarına, anılarına, seslerine, kokularına vuruyor, Ankara’da Orhan Veli’yi ölüme götüren çukur kazası hemen her gün yeni bir semtin başına geliyor. Her yer komada. Diğer yanda dıppa dıppa ritmler, şantiye sesleri, çığlıklar, sessiz korku inlemeleri; ve giderek herkesten kopup kendine kapanan diğer herşeye seslere, görüntülere, hislere ve hatta kendine bile yabancı insanlar...
Bunun yanında tabi ki umut yine her yerde! Hayallerde doğuyor, kulaktan kulağa, gözden kalbe, kalpten ele, elden başka bir bedene bulaşıyor. Bugün umut dolu hayaller ve onları gerçekleştirmek için gerekli yüksek bir enerji ile bir garip-yabancıkenti konuşacağız. Xenopolis."