TaM24sa / Vitra Çağdaş Mimarlık Dizisi



Tasarım Maratonu:
TaM ilk kez, akademik eğitim pratiklerinin yanında farklı bir tasarım ortamı deneyimi yaratmak amacıyla Funda Uz Sönmez, Şebnem Şoher ve H. Cenk Dereli ( NOBON ) tarafından 2010 yılı Mayıs ayında Taşkışla:Ütopya teması ile gerçekleştirildi.
Hayal Gücü İktidarda!! :
 Sitüastyonistlerin 1968 Paris sokak olaylarında sloganlaşan “Hayal gücü iktidara!” söylemi, arzuların hüküm sürdüğü özgür bir dünya isteğini, bireylerin etkin katılımının değiştireceği geleceğe dair umudu haykırıyordu.
’68 barikatlarından kırk yıl sonra bugün, “tarihin sona erdiği”, geleceğin değil, sonsuz bir şimdinin yavan “günü yaşa” sloganları üstüne kurulan, tüketim çevresinde örgütlenen, “herşeyin mümkün olduğu!” bir pseudo-arzu ve özgürlük dünyasında, değişime dair umut ancak hayal gücünün iktidarının şüpheye yer bırakmayacak şekilde benimsenip inadına gelecek düşleri kurmak ile mümkün olabilir. 
Yöntem:
Teması önceden duyurulan ve bu andan itibaren etkinlik gününe kadar blog ( tam24sa.tumblr.com) üzerinden temaya dair zihin açıcı işitsel görsel malzemenin paylaşıldığı bir süreç sonrasında, etkinliğe başvuran gruplar 24 saat sürecek bir kollektif üretim ortamında, kendi üretimlerini diğer gruplardan gizlemeden, açık bir paylaşım ortamının üretken enerjisinden beslenerek, fikirlerini diledikleri tasarım araçları ile geliştirerek, tariflenen teslim formatında ortaya koyarlar.
Amaç yarışmak değil, kollektif üretim ortamının enerjisi içerisinden, katılımcıların birikimleri ve paylaşımları ile zenginleşen bir düşünme, üretim ve tartışma ortamı yaratmaktır. Tartışmalar, ürünlerin teslimi sonrasında, bir jüri! tarafından değerlendirilir, tartışma eksenleri ve ürünler içinde öne çıkarılması gereken temalar belirlenir ve bunlar panel, yayın vb. gibi ortamlarda kitlelerle paylaşılır, tartışmaya açılır.
Alışveriş/Ofis Nereye? -  Ütopya2052
Ticari yapılara odaklanan, Vitra Çağdaş Mimarlık Dizisi:Mutluluk Fabrikaları sergisinin geniş çerçevesi kapsamında gerçekleştirilen Ütopya2052, alışveriş merkezlerinin ve ofis binalarının kırk yıl sonraki potansiyel geleceklerini hayal etmeyi amaçlar. Bu hayallerin daha kışkırtıcı olması için de Kanyon Alışveriş Merkezi’ni odak alır.
Kırk yıllık süre serginin küratoryal ekibi tarafından geleceğin gerçeği iddasındaki politik ve ekonomik projeksiyonların en kısa vadelisi olarak tanımlanmaktadır. Kırk yıllık süre sosyo ekonomik açıdan bugünün kültürü, teknolojisi, araçları vb. ile doğrudan bağlantısı ile zor bir gelecek projeksiyonu periyodu tanımlar. Son yüz yıla bakıldığında, değişimin birim zamanda artarak hızlanan ivmesi bu süre üstüne düşünmeyi daha da ilginç kılar.
Duyuruda etkinliğin çerçevesi şöyle ilan edildi:
Alışveriş -  Ofis Nereye Doğru?

Hayatımıza son on yılda giren sosyal medya, sanal alışveriş ve mobil-ofis kavramlarının ışığında acaba 40 yıl sonra AVM ve Ofis yapıları nasıl kullanılacak, nasıl şekillenecekler? Türkiye mimarlık öğrencilerini tam 24 saat sürecek bir tasarım maratonuya yakın gelecek için fikir üretmeye davet ediyoruz.

Çalışma Alanı:
İstanbul’un Zincirlikuyu-Maslak bölgesi “iş ve yaşam kuleleri” referans alınarak:
Mevcut yapı stoğu değiştirilmeden, 2052’ye dair yaşamsal, görsel, yapısal öngörü ve beklentiler doğrultusunda projeler tasarlanacak.
Tasarım sürecinde, gelecek için öngörülen yaşam biçimleri ve değişimler göz önünde bulundurulacak.
Çalışmada Kanyon AVM üzerine odaklanarak öneriler geliştirilecek.
Etkinliğin ilanından sonra çalışmaya sekiz üniversiteden (YTÜ, Beykent, Bahçeşehir, ITÜ, Anadolu Üni., Kocaeli Üni., Maltepe Üni., MSGF) 56 grup; yüz yirmi üç öğrenci başvurdu. Anlatım tekniklerine dair yetkinliklerini gösteren maksimum 800x600 pixel/inch çözünürlükteki üç adet imaj üzerinden , Funda Uz Sönmez ve H. Cenk Dereli tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, 28 grup-68 öğrenci etkinliğe katılmak üzere davet edildi. Tasarım fikirlerine dair karşılaşma yoğunluğunun artırılması için üniversitelerin en az bir grup ile  etkinlikte temsil edilmelerine dikkat edildi.



 Eczacıbaşı’nın Gültepe’deki binasının, çalışma alanına dönüştürülmüş yemekhanesinde gerçekleştirilen etkinlik, 24 Aralık Cumartesi günü saat 12.00’de karşılama ve ön bilgilendirme sunuşu ile başladı.
Açış konuşmasında neden alışveriş ve ofis binaları, neden kırk yıl, neden ütopya gibi ana başlıklara değinildi ve hayalgücünün iktidarda olduğu bir tasarım sürecinin beklendiği, o nedenle bugünün konusu olan AVM, ofis binası gibi kavramların gerekirse parçalanabileceği ve yok edilebileceği ya da geliştirilerek farklılaştırılabileceği özellikle vurgulandı.
Daha sonra ekipler, maket malzemesi, eskiz kağıdı, Kanyon’a ait plan ve kesitleri içeren çizimlerin çıktıları ve fotoğraf, çizim ve analizleri içeren dijital dosyaları alıp, kendileri için ayrılmış masalarına yerleşip çalışmaya başladı.
Cumartesi akşam üzeri, öğrenciler Cafer Bozkurt, Kurtul Erkmen ve Ahmet Tercan ile ana çerçeve ve kendi fikirlerine dair bir sohbet gerçekleştirdi.
Süreç boyu Funda Uz Sönmez ve H. Cenk Dereli bir stüdyo yürütücüsü görevinden çok, çeşitli düşünsel ve teknik tıkanıklıkları aşmaya yardımcı ve sürecin devamlılığını sağlayan koordinatörler gibi üretime katıldılar.
Üretim sürecinin kesintisiz olarak maksimum konforda sürmesi için24 saat boyunca yiyecek ve içecek sağlanan etkinlikte, ihtiyaç duyanlar minderlerde dilenme fırsatı buldu.
Katılımcılardan 2052’ye dair düşüncelerini bir A1 paftada toparlamaları ve kendilerine verilen Kanyon AVM’ye ait on altı fotoğraftan üç tanesini seçip, kurguladıkları 2052’de Kanyon AVM’nin o koşullarda nasıl bir hale geleceğini göstermeleri istendi.
25 Aralık Pazar günü; tam 24 saat sonra, (devam etmemeyi tercih eden ve gece etkinliği terk eden iki grup dışında) katılımcı 24 grubun tamamı saat 12.00’de istenilenleri dijital ortamda teslim ederek süreci tamamlamış oldular.
Süreç sonunda elde edilen çalışmalar 6 Şubat 2011 tarihinde Galeri Işık Teşvikiye’de açılacak serginin bir parçası olacak.
4 Ocak 2011 Çarşamba tarihinde 09.00-16.00 saatleri arasında, Kanyon AVM Ofis katlarında toplanan Nilüfer Kozikoğlu, Alişan Çırakoğlu ve Kerem Piker’den oluşan jüri, Ütopya2052’nin kavramsal çerçevesi ve sürecin niteliğini göz önünde tutarak, teslim edilen projelerde öne çıkan tartışılmaya değer fikirleri işaret ettiler ve sergilenme sırasında hangi ürünlerin özellikle vurgulanması gerektiğini belirlediler.
Bu değerlendirme toplantısının ödül sıralaması yapılan bir ortam değil, kavramların ve sürecin teslim edilen projeler üzerinden genel değerlendirilmesinin yapılacağı bir tartışma ortamı olarak görülmesi jüriye özellikle belirtildi. Toplantının raporu herhangi bir jüri değerlendirme raporundan çok bu tartışmaları odak alan bir metin olarak kurgulandı.