#yaratveyoket - #createanddestroy

Bugün hala meşhur, elli yıldan fazla bir zamandır bilinen pek çok mimar ya da mimarlık firması bir şekilde ikinci dünya savaşının aktif olarak içindeydi. Ya Almanların ya da Müttefiklerin yanında, yaratım ve yıkıma hizmet ettiler. Mies, Eeames, Neufert, Mendehlsohn, SOM, Fuller, Gropious ve daha pek çok isim, dev iyi işleyen fabrikaların kurulmasından, işçiler için konutlara, kamuflaj teorisinden, kamp planlamalarına, sığnaklardan, savaş boyunca ve sonrasındaki anıtların inşasına kadar her işin içindeydiler.

Her iki taraf içinde yarat ve yok et.
Savaştan sonra da emeklerinin karşılığını ceza ya da kazanç olarak ama her şekilde bilinirlik ile aldılar.
Onlar, o zaman, o anki pozisyonları almamış olsalar bugün biliniyor olurlar mıydı?

Peki içinde olduğumuz çağın yaratım ve yok etme hikayesi ne?
Kimler savaşıyor, taraflar kim?
Mimarlar hangi saftalar?

Cevaplar ne olursa olsun, yine şehirler, bir daha asla eskisi gibi olamayacakları şekilde yok ediliyor ve yeniden yaratılıyorlar. Tabi ki içlerinde geçen hayat ve onları yaşayan insanlar da.

Kaçınılmaz olan hep olduğu gibi yine oluyor, sonra da olacak. Sızlanmanın bir anlamı yok.

Kentsel koruma-iyileştirme ve dönüşümün, ölü bedeni muhafaza etme yöntemlerinden bir kaçı ile ilişkisi olmalı.

Önce:
Hiç işe yaramayacağını bile bile, kanserli, fazlasıya çoğalmış bir dokuyu besleyemez hale gelmiş, ölü damarların, dar sokakların çevresinde, sağlıklı bir doku yaşatmaya çalışmak ve bunun için çok sayıda farklı destekleyici tedavi uygulamak ve sonunda meftayı hastaneden çıkartırken faturaya şaşırmak...
Sonra:
Hep hatırlanması için yapılmış ama hemen unutulacak güzel bir seromoni öncesi, güzelce yıkamak sarıp sarmalamak ya da makyaj ile süslemek...

Bir kürek de sen at.