NEREYE BAKIYOR BU İNSANLAR?

Sahi nereye bakıyorlar? İsmet İnönü'yü fotoğrafın tam ortasına yerleştirmiş fotoğrafçının arkasında, ama belli ki yukarıda ne var öyle? Bu fotoğrafta üç karakter önde. İsmet İnönü tabi ki en önde ama onun sağındaki üniformalı gözlüklü kişi de solundaki sivil de öyle. Üniformalı kim bilmiyorum. Ama sivil İstanbul'un meşhur valisi/belediye başkanı Lütfi Kırdar. Kendine has gülüşü yüzünde...


Ama bu fotoğrafta benim bildiğim başka bir ünlü daha var. Öndeki üçlü içine girmemiş. Fotoğrafın sağ kenarında en önde. İzmir'in efsane belediye başkanı Behçet Uz. Yangın sonrası İzmir'in toparlanmasındaki en önemli karakterlerden birisi. 9 Eylül Panayırı ve sonrasında Kültürpark'ın yaratılmasını sağladı. Benim de mezun olduğum, sonradan Bornova Anadolu Lisesi adını alacak Ege Koleji'nin açılmasını sağlayan isimlerden. (Köy Enstitüleri modelinin yıkılıp, "ya bizim modelimiz ne olmalı acaba" deyip ABD'ye gezi yapıp "kolej açalım, kolej iyi model" dendikten sonra kurulmuş olsa da...[tırnak içi sözler benim yorumum] )

1932-42 arasında belediye başkanlığı yaptıktan sonra İsmet İnönü tarafından isyasete sokulan Behçet Uz  Denizli milletvekili olarak parlamentoya girdi. Farklı hükümetlerde bakanlık da yaptı. 1954'te ise Demokrat Parti'den milletvekili oldu. 60 darbesiyle görevi sona erdi. Ağırlık merkezi sık sık değişen Türkiye siyasetinin içinde ve önemli bir sağlık insanı ve örgütleyicisi olarak geçen bir ömür... İş Bankası Yayınlarından çıkan kendi günlüğünden notlar, Kurtuluş Savaşı sonrası İzmir'inin fiziksel, ruhsal ve yönetimsel halini merak edenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.  Tabi objektif olmadığını unutmamak gerekli. 

Sorumuza geri dönersek; Bu insanlar nereye bakıyor?
Yıl 1944; Beşiktaş'taki Barbaros Heykeli'nin açılış töreni. Ve herkes yeni açılan heykele bakıyor. 


Heykel bildiğimiz heykel, açılış da bildiğimiz türden bir açılış belli ki. 
Zühtü Müridoğlu ve Ali Hadi Bara'nın yaptığı heykelde Barbaros ve arkasındaki Leventlerin neredeyse sarındıkları kumaşlara sığmağan güçlü bedenlerinin aksine, önde belki de İkinci Dünya Savaşı ortamının ülke ekonomisi ve vatandaşları üzerindeki etkisinin örtük bir temsili, bir canlı levent taklidi duruyor. Üstündeki küçücük kıyafete rağmen yine de onu tam dolduramayan bu levent, başına kondurulan sarık altında eziliyor sanki...

İkinci Dünya Savaşı devam ediyordu. Tekrar hatırlatmakta fayda var.


Behçet Uz, yukarıdaki fotoğrafta daha net görünüyor. Açılış sırasında, heykelin üstündeki örtünün ipi kesilirken Cumhurbaşkanı'nın hemen yanında. Protokolde olduğu açık. O tarihte bir bakanlık görevi yok sanıyorum. Ama belki bu İstanbul ziyaretinde İnönü'ye refakat ediyor olabilir. Aşağıdaki fotoğraf, fotoğraf karesinin hiyerarşisi içinde onun protokolde olduğuna dair şüphe bırakmıyor. 


Yukarıdaki fotoğraf sanırım açılış ve açılış konuşmaları yapıldıktan sonra alandan ayrılırken çekilmiş. Lütfi Kırdar solda, gayet mutlu...Aşağıda da söylev verirken görünüyor. CHP'nin okları Cumhuriyet'in başından kim bilir hangi yıla kadar hep yukarıdan aşağıya doğru kullanılmış. Aydınlatan ışınlar. Aslında oldukça basit ve etkili bir simge (Sait Maden'in simgeyi kullandığı anlamda) Arkada Mimar Sinan'ın eseri, Sinanpaşa Camisi. Söylev kürsüsü dairesel. Mikrofon haybetli. Acaba hoparlörler nerede? Serin bir İstanbul günü olmalı. Herkesin paltosu sımsıkı sarıyor bedenlerini. Şu sağ alttaki kişi acaba istihbarattan mı?


Birden fazla konuşma yapılmış fotoğraflardan anlaşılan o. Aşağıdaki fotoğafta konuşan kadın acaba kim? Oldukça yüzeysel bir internet aramasından sonra (yazmaya değer bir şey çünkü aferin, yaz) kürsüye çıkanlar kimdir bulamadım. 

Aslında bu paylaşımın amacı da ne bu isimler, ne Behçet Uz, ne de heykel ve açılışı. Hepsi bir merak bakılan fotoğraflar içinde, Bugün Deniz Müzesi'nin bulunduğu alandaki çok katlı kagir yapıları gösteren aşağıdaki bu fotoğraf. Heykelin yakınından çekilmiş başka fotoğraflar da var bu yapıları gösteren. Ama en az 6-7 kat yüksekliğinde, denizin kenarındaki bu binaları ilk defa görüyorum. Beni heyecanlandıran kısmı bu paylaşımın. 



Pervititich haritasında bu yapılar görünüyor. Giriş katında butikler olduğu notu düşülmüş. 19 Mart 1922'ye onayı tarihlenen bu haritada.  Barbaros Meydanı da Odun İskelesi olarak belirtilmiş bir boşluk. Bugün olmayan başka yapılar da görülüyor. 
Tabi şimdi iş şu olmalı. Beşiktaş sahilindeki bu meydanın nasıl yaratıldığı araştırılmalı. Belki Arkitekt ve Mimarlık dergilerinin sayıları karıştırılmalı. Eski Beşiktaş fotoğraflarına dalıp bu yapıları daha iyi gösteren açıların peşine düşülmeli. 


Tüm fotoğraflar Atatürk Kitaplığı Sayısal Arşivine kayıtlı Alb_000524 demirbaş nolu albümden.
Pervititich haritası BU bağlantıdan. 

Meraklısı için bir de video var: